ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA
Meltem SONAY
Cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği, yaşı, fiziksel durumu, sınıfı, dolayısı ile bir kişiye, ya da gruba karşı yapılan her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etme ilkesi ile bir araya gelen 18 örgüt,
birlikteliğini somutlaştırdı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’nu oluşturdu.
Platform üyelerinden Mine Balman, Aslı Murat ve Semen Saygun’la Platform’un oluşumu, hedefler ve mücadele alanlarını konuştuk.
Balman: “Birlikte bir şeyler yapmak için kurumsallaşma ihtiyacı doğdu…”
Platformu oluşturan örgütlerinin pek çoğunun zaten 8 Mart’larda, 25 Kasım’larda eylemlilik için bir arada olduğuna
işaret eden Mine Balman, daha sonra Ceza Yasası geçirilirken yine bir arada olan örgütlerin, Aile Yasası sürecinde de birlikte olduğunu ifade etti.
Murat: “TOCED, Sığınma Evi… Barış Mücadelesi…”
Platform’un ilkelerini kamuoyu ile paylaştığını anımsatan Aslı Murat, ilke etapta 25 Kasım’da düzenlenecek yürüyüş gündemiyle hareket ettiklerini kaydetti.
Yaklaşık bir yıl önce oluşturulan Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Dairesi’nin (TOCED) işlevsel hale getirilmesi ve buna bağlı olarak söz verilen ama bir türlü yerine getirilmeyen Sığınma Evi’nin açılmasında somut adımlar atılmasını beklediklerini ifade eden Murat, ilkeler içerisinde
de ‘şiddetle mücadele ve eşitliğin sağlanması’nın en temel kaygılar arasında olduğunun altını çizdi.
Bunlara bağlı olarak ülkede devam eden ‘Barış Mücadelesi’ ile de paralel bir mücadeleleri olacağına
vurgu yapan Aslı Murat, bunun Platform’un ilkeleri arasında da yer aldığına işaret etti. Aslı Murat, “Özellikle görüşme masasında kadınların sözünün olması ve barış sürecinin toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı
bir şekilde yürütülmesi noktasında da bir takım önerilerimiz ve taleplerimiz olacak” şeklinde konuştu.
“Sanki kadınların öldürülmesini bekliyorlar…”
Aslı Murat, somut
ve işlevsel çalışmalar gerekliliğine vurgu yaptı.
Murat’ın ifadeleri devamla şöyle:
“Bize hep söylenen Kıbrıs’ın Kuzeyinde şiddet olmadığıydı… O nedenle de hep hasıraltı edilen bir meseledir. Bunun için
sanki kadınların öldürülmesini bekliyorlar… Halbuki çok çeşitli şiddet türü var. Sadece fiziksel şiddet olduğunda kadına yönelik şiddet var demek imkansızdır. Bu tip veriler olduğu takdirde, böyle bir
sorun olduğu da ortaya çıkar. İnsanlar görmek istemiyorsa, veriler olunca görmek zorunda kalırlar. Devlet de adım atmak zorunda kalacak. Aksi halde yok sayılan bir alan zaten şu anda… Kadına yönelik şiddet sembolik yapılabilecek
bir şey değildir”.
Saygun: “Kadınlar kadın alma mekanizmalarında…”
Platform’da sendikaların da olduğuna işaret eden Semen Saygun, hedeflerden birinin de kadınlar artık karar alma mekanizmalarında görmek olduğuna
değindi ve platformun bu farkındalığı yaratacağına olan inancını belirtti.
Saygun, platforma katılan, görev alan kadınların yanı sıra, oluşturulması hedeflenen farkındalıkla birlikte kadınların, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve
sendikaların karar alma mekanizmalarında yer alacağı görüşünü belirtti.
Murat: “Derdimiz sadece Kıbrıslı Türk Kadınların uğradıkları şiddet değil”
Şiddete uğrayan, yardıma ihtiyacı olan kadınların ulaşması
için oluşturulan hatta kaç kadın ulaştığına yönelik dair bir bilgi verilmediğini, ilgililer tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını ifade eden platform üyeleri, bunun devletin aslında bunu önemsemediğin ortaya koyduğuna
da dikkat çekti.
Bir ara gece kulüplerinde çalışan kadınlara yönelik de bir hat kurulmasının gündeme geldiğini anımsatan Murat, “Bizim mücadele alanlarımız içersinde değerlendirdiğimizde, bu da bizim için
çok önemli bir şey” dedi.
Kıbrıs Kuzeyinde, gece kulüplerinde yaşanan insan hakkı ihlalleri ile de devletin mücadele etmesi gerekliliğine işaret eden Murat, devletin orayı da yok saydığını, insan hakları ihlali yaşanan bir
yer olarak görmediğini ifade etti.
Orada çalışan kadınların yabancı olması nedeniyle Kıbrıs Türk Toplumu’nun da oralarda yaşananları çok fazla önemsemediğini düşüncesini belirten Aslı Murat, orada kadınların
her gün istem dışı cinsel ilişkiye zorlandığına, kölelik koşullarında çalışmaya zorlandıklarına vurgu yaptı. Aslı Murat, “Derdimiz sadece Kıbrıslı Türk Kadınların uğradıkları şiddet değil” şeklinde konuştu.
Siyasi Partilerin Kadın Örgütleri de var…
Sendikaların yanı sıra siyasi partilerin kadın örgütlerinin de Platform üyesi olmasının ‘stratejik’ olarak önemine işaret eden Aslı Murat, sivil toplum örgütlerinin
toplum için bir itici güç olurken, icra aşamasında ise siyasi partilerin vazgeçilmez bir unsur olduğuna değindi.
Murat, bu sebeple icrada olan bir yapı ile birlikte mücadele etmek ve belki partilerinde bir baskı uygulamalarının,
somut adımlar atılmasını sağlamaları açısından önemli olduğunu kaydetti.
Murat: “Erkek egemen yapının ikincil kıldığı grupların eşitlik ve adaletten yararlanması için mücadele…”
Kadın Örgütleri’nin
seslerinin, LGBT Örgütlere göre daha güçlü çıktığına da işaret eden Semen Saygun, toplumda LGBT bireylerin ses vermesinin zorluğuna değinirken, platformda ‘hep birlikte ses verilmesi’nin önemine vurgu
yaptı.
Platform’da LGBT Örgütleri’nin de olduğuna ve ilkeler arasında transfobi, homofobi ile ilgili mücadelenin de bulunduğuna işaret eden Aslı Murat, Ceza Yasası’nın değişmesinin somut olarak bir kazanım sağlasa, erkekler
arasında eşcinsel ilişki suç sayılmaktan çıksa da, gerçek anlamda eşitlik ve adaleti beraberinde getirmediğine değindi. Bunun için toplumsal çalışmaların da yapılması gerekliliğine vurgu yapan Murat, bu noktada Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği Platformu’nda, tüm kesimlerin, LGBT bireyler, engelliler, kadınlar, yani toplumun bir şekilde ötelediği, erkek egemen yapının ikincil kıldığı grupların eşitlik ve adaletten yararlanması için mücadele edileceğine
işaret etti.
Murat platformun, yok sayılan gruplardan biri olan LGBT bireylerin eşitlik mücadelesini, onlarla birlikte yürüteceğine vurgu yaptı.
RÖPORTAJIN TÜMÜ YENİDÜZEN gazetesinde
Kaynak: ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA